8 Mart 2021 tarihli Webinarı kaçıranlar buradan izleyebilirler.
Seminer Konuları:
- Nil Avunduk’un, seminerlerinde anlattıklarının ve soru soranlara verdiği çalışma tavsiyelerinin neden ve nasıl yanlış algılandığına ilişkin yaptığı açıklama. Çalışma yapacak kişiler bu yanlış algılamayı ortadan kaldırmak için ne yapabilir ve nasıl ilerleyebilirler?
- “Negatif oluşum, insanların kendileri için bir şey yapmaması için başka insanları kullanıyor,” ifadesi ne demektir?
- Negatif oluşumun insanların bir kısmına, “Sen yapma, senin için onlar yapacak,” bir kısmına da “Sen onlar için yapacaksın, kendin için bir şey yapma,” diyerek insanlar üzerine oynadığı oyun üzerine anlatım.
- “Herkesin zihnindeki inançları sebebiyle yapamadıkları birbirinden farklı. Birinin yapamadığını bir başkası yapabiliyor. Ama o kişinin yapamadığını da diğeri yapabilir durumda olabiliyor. Yani herkesin inançları ve korkuları birbirinden farklı olduğu için yaşadığı kimsenin problemi ve o probleminden çıkış yolu diğer kişininkiyle aynı değil. Bunun için herkes kendi yaşadığı problem için, ‘Bu problemim hangi inancım ve korkumla başladı?’ diye sorarak ve bulduklarını dönüştürerek yol alabilir,” konulu anlatım.
- Bir kişi, bir başkasının kendisine değer verdiğini ve sevdiğini bilebilir mi?
- “Birinin sana değer verdiğini bilebilmen için içindeki korkularını ve onların tatmin olma derecesini de biliyor olman lazım. Bunu bilemeyeceğin için sana değer verdiğini de bilemezsin,” sözü ne demektir?
- “İnsanın en yükseldiği yer beş duyusuna yükseldiği yerdir,” ne demektir?
- “Erkek cinsellik yaşadıkları sırada veya cinselliğe yaklaştığı yerde kadına onu sevdiğini söyler. Kadın ise bir erkeğe bir şey yaptırma, hizmet ettirme veya bir şey satın aldırma noktasında onu sevdiğini söyler. İkisi de sevgi değildir. Beş duyusuna ulaşamamış bir insan bunu fark edemez çünkü bu, zihnin oyunundadır.”
- “Sevmeyi korkularımızdan ötürü bilmeyiz. Korkumuza iyi geleni iyi geldiği müddet ve derecede severiz.”
- Pandemi döneminde eve kapandığını, evde bunaldığını ve üzerine çöken ağırlığı üzerinden atmak istediğini söyleyen bir kişiye Nil Avunduk’un verdiği cevap.
- “Bu ağırlık, çok uzun zamandır, pandemi öncesinde de zaten üzerinizde vardı. Spor yaparak, işe giderek, alışverişe giderek, komşuya giderek, sohbet ederek üzerinizden bu ağırlığı attığınızı zannediyordunuz ama aslında atamadınız. Şimdi pandemi döneminde annenizle, babanızla, eşinizle, arkadaşınızla, iş ortağınızla, çocuğunuzla yaşadıklarınızı bulup dönüştürürseniz ve neticesinde onlarla yaşadığınız olayları affetmiş olursanız o ağırlık gider.”
- “Eskiden yaşanmış anıları şimdide güzel gösteren nedir?” sorusuna Nil Avunduk’un verdiği cevap.
- “Geçmişi güzel gösteren şimdiki yaşadıklarını sevmediklerindir,” sözünün açıklaması.
- “Ben anlatımlarımda koca peşinde koşmayın demedim, koşun da demedim. Ama koşup da problem yaşıyorsan bunu çalışıp dönüştür dedim. Eğer koşup da problem yaşamıyorsan ve koşmak istiyorsan koşmaya devam et. Eğer seminerde koca peşinde koşulmazmış diye duyup sonra bunlara ihtiyacım yok diyerek bırakmış gibi yaptıysan geçmişi özlersin,” konusunun anlatımı.
- “Neleri gerçekten bıraktım? Neleri bıraktım zannedip özlüyorum?” sorularıyla yapılan çalışma.
- “Yöneticilik yapay mı?” diye soran bir kişiye Nil Avunduk’un yöneticiliğin gerçeği ile ilgili yaptığı anlatım.
- “Bir işi aslında yönetici olarak bildiğiniz kişiler idare etmiyor. İmalattaki işi bilen ve yapan kişiler idare ediyor. Onlar yönetici değildirler, gerçek yönetenlerdir,” ne demektir?
- “Yöneticiler masa başında yöneticilik oyunu oynar. Onlar zihinlerinin söylediklerini makineden duyar ve dinlerler,” ne demektir?
- “Maalesef okullarda size insan yönetmeyi öğretiyorlar. Sekiz okul da okusanız insanı yönetemezsiniz. Çünkü zihin bir kişiye öbürünün ne yapması gerektiğini söylüyor. Öbürüne de onun dediğini yapma diyor,” sözünün açıklaması.
- “Allah insanı yönetilemeyeceği şekilde yarattı. Çünkü insan kendi beş duyusu ile kendisi için karar vermesi üzerine yaratıldı,” sözünün açıklaması.
ÇALIŞMA VE ÇALIŞMA ÖRNEKLERİ:
- Etrafındaki insanları tembel diye tarif eden bir kişinin bu tariften ve Aynalar çalışmasından yola çıkarak kendisindeki tembelliğin ne olduğunu sorması üzerine kendi tembellik halinin beş duyusuyla yaşamak yerine zihnine akan düşüncelerde yaşamak olduğunu bulması, zihnine akan düşünceleri duymamak için televizyon açarak onun sesiyle bastırdığını fark etmesi ve bunu dönüştürmek üzere yaptığı çalışmada zihnindeki nihai hayat amacının çok iyi işler yaparak sonunda çok iyi olarak gördüğü biriyle evlenmek olduğunu bulması.
- Nil Avunduk’un bu kişiye ve bu şekilde inanan kişilere, “Evlenmeyin demiyorum ama evlenmek için birini aramayın. Bir gün rastlarsan, uyarsa evlen, problem değil. Eğer bir gün gelip beni alacak diye beklemez ve aramazsan zihnine olan akış olmaz. İsteğinden kurtul. Senin zihnindeki çengel evlilik ve erkekmiş. Bu hikayeyi sen bitirip sonunda bu çengelden çıkabilirsin. Bunun için kendine kızma, kendini bu konu için bir bebek gibi adım adım çalıştır,” diye yaptığı çalışma tavsiyesi.
- Bir mezuniyet törenine giderken tüm takılarını takıp çok şık bir çantayla giden bir kişinin aynı gün takılarını ve çantasını çaldırması üzerine yaptığı çalışmada kendini fakir olarak gördüğünü ve zengin görünmek için o mezuniyet törenine o şekilde gittiğini bulması üzerine, kendini fakir gördüğü inancını dönüştürmek üzere çalışmaya başlaması.
- Nil Avunduk’un fakirliğin ve zenginliğin ikisinin de gerçek olmayışı, sanal düşünceler oluşu gerçeğine ilişkin anlatımı
- “Çalışmalarınızda bulduğunuz zihninizdeki inançlarınız belli ki size yabancı maddeler, insan bedeninize uymuyor, bırakın gitsin,” sözü üzerine anlatım.
- Sürekli aynı sahneyi ve aynı inançlarını çalışmak isteyen bir kişinin artık bu oyundan çıkıp bir sonraki adımına geçmesinin gerekliliği ile ilgili Nil Avunduk’un uyarısı.
- Performans değerlendirme görüşmesinde yöneticisinden beklediği dereceyi almadığı için hak ettiğini alamadığına inanan bir kişinin, “Çok çalışıyorum,” zannederek zihninin oyununa geldiğini ve bunu dönüştürdüğünde aslında çok çalışmadığı ve yaptıklarının iş yerine faydası olmadığına uyanması.
- İş yerinde çok iyi yönetici olmaya çalışan bir kişinin zihnindeki çok iyi yönetici görüntüsünden yola çıkarak uzayda yaptığı yöneticiliği görmesi ve bu uzay yaşantısındaki konumunu, yaptıklarını ve uzayın onun üzerinde oynadığı oyunları keşfetmesi. Aslında kendi insan olarak yapabildikleri ile bugüne kadar çok güzel yaşadığını ama bunları uzay olmazsa yapamayacağına inandırıldığını, bunları ona uzayın verdiğini zannettiğini fark edip dönüştürdüğü çalışma. Bu çalışmada fark ettiği en önemli şey, uzayın aslında insanı yok ederek kendini Allah’a göstermeye çalıştığını anlamasıydı.
- Bir kişinin topluluk içinde var olmaktan memnun oluşu duygusundan yola çıkarak uzayda toplu halde diğerleriyle birbirlerine bağlı şekilde yaşadığı bir halini görmesi. Bulunduğu yerin insanın doğal haline uymaması sebebiyle var olabilmek için birbirlerine bağlı şekilde yaşamını devam ettirdiğini ama aslında insanın doğal halinin birbirine bağlı şekilde yaşamak olmadığını algılaması. Uzayın dünyanın canlılığı ve çeşitliliğine sahip olmak istediğini ve insanı kullanarak insanı yenmeye çalıştığını fark etmesi ve bu amaçta kendisinin de kullanıldığını görmesi ve oradaki yaşantısının bitişini kabul etmesi, böylece oradaki varoluşunun bitmesi ve dünyada insan olarak varoluşunun başlaması.
- “Yaşamlar boyu uzaya gidiş gelişler, dünyadaki yaşadıklarımıza gereksiz itirazlar ve yaşarken başlattığımız gereksiz talep ve isteklerle oluşuyor,” gerçeğinin anlatımı.
- Restoranına aldığı elemanları karaktersiz olarak görüp beğenmeyen bir işverenin bunu Aynalar çalışması olarak çalışması.